Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Zeytinburnu Kız İmam Hatip Lisesinin açılış töreninde yaptığı konuşmaya başarılı projeleri nedeniyle İstanbul Valisi ve İstanbul Proje Koordinasyon Birimi'ne, kültür yayınları ve Zeytinburnu'na kazandırılan kütüphane nedeniyle Zeytinburnu Belediyesine teşekkür ederek başladı.
Eğitim sisteminin toplumsal mühendislik projeleriyle ortaya konulan antidemokratik politikalardan çok çektiğini dile getiren Özer, bu bağlamda imam hatip okullarının ciddi sıkıntılarla yüz yüze geldiğini söyledi. Program vesilesi ile merhum başbakanlardan Adnan Menderes, eski Millî Eğitim Bakanı Tevfik İleri, imam hatip okullarının kurucusu Celalettin Ökten'i rahmetle andığını ifade eden Bakan Özer, imam hatip okullarının 90'lı yıllar ve 2000'li yıllar arasında iki müdahaleye maruz kaldığını ifade etti.
Kesintisiz eğitimin 8 yıla çıkarılmasına yönelik adımın imam hatip ortaokullarının kapatılmasına yönelik ve iyi niyetli olmayan bir politika olduğunu dile getiren Özer, bu ifadeleriyle zorunlu eğitim süresinin uzatılmasına karşı çıktığı yolundaki iddialara şöyle yanıt verdi: "5 yıldan zorunlu 8 yıla çıkıyor. Niye itiraz ediyor Millî Eğitim Bakanı? Şimdi orada imam hatiplerin kapatılmasını üzerini örtüyor. Eğitimin 8 yıla çıkarılmasıyla ilgili sanki ben itiraz ediyormuşum gibi algılıyor. Madem öyleyse 4+4+4'le sekiz yıllık eğitim, on ikiye çıkıyordu. O zaman niye itiraz ettiniz?"
İkinci müdahalenin 1999'da yürürlüğe girip 2012'ye kadar yürürlükte kalan katsayı uygulaması olduğunu söyleyen Özer, "Katsayı uygulamasının amacı, akademik olarak başarılı öğrencileri imam hatip okullarından ve meslek liselerinden uzaklaştırmak. Kültürel iktidarın paylaşımını imam hatipleri dışlayıp gerçekleştirmek. Meslek liseleri de aynı şekilde, iş gücü piyasasının ihtiyaç duyduğu insan kaynağının yetişmesini engelleyerek Türkiye'nin ekonomik kalkınma hamlesini sekteye uğratmak. İşte tüm bu antidemokratik uygulamalar son yirmi yıl içinde ortadan kaldırıldı." diye konuştu.
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin geleceğine yapılan en büyük yatırım"
Başörtüsü yasağı başta olmak üzere antidemokratik uygulamaların geçmişte eğitim politikası şeklinde yapıldığına değinen Özer, "Düşünün burada başörtülü öğrencilerimiz var. Kapıya gelip okulun içine giremiyordunuz. Yüksek öğretim kurumlarının önünde ikna odalarına öğrencilerimiz başlarını açmaları için alınıyordu. Düşünebiliyor musunuz? Bunu yaparken beşeri sermayenin niteliğini artırmayla ilgili okullaşma oranlarında devasa yatırım yaptılar mı? Hayır." ifadesini kullandı. Özer şöyle devam etti:
"2000'li yıllarda okullaşma oranı yüzde 11 idi. Şu anda yüzde 95. İlkokuldaki okullaşma oranı yüzde 99.63'e, yani yüzde 100'e ulaştı. Ortaokuldaki okullaşma oranı yüzde 99.44'e ulaştı. En çarpıcı gelişme ortaöğretimde, lisede. Lisedeki 2000'li yıllardaki okullaşma oranı yüzde 44'tü. Kız çocuklarının okullaşmaları yüzde 39'du. Bugün ortalama yüzde 95'e ulaştı. Bu ülkede 300 bin derslik varken 857 bin dersliği olan bir eğitim sistemi oldu. Beş, altı milyon öğrenci sayısından 19 milyon 150 bin öğrencisi olan bir eğitim sistemine kavuştuk. 500 bin öğretmen varken 1.2 milyon öğretmenin olduğu bir eğitim sistemine kavuştuk ve hiçbir ayrım yapmadan, son yirmi yıl içinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşlarının kendi kimlikleriyle okullarda yer bulabilmelerine imkan sağlandı. Bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin geleceğine yapılan en büyük yatırımdır. Bunun da bir lideri, bir mimarı vardır, Sayın Cumhurbaşkanımıza Recep Tayyip Erdoğan'a eğitime vermiş olduğu bu desteklerden dolayı, kararlı bir şekilde eğitimin demokratikleşmesinin önündeki tüm engelleri kaldırdığı için tüm öğrencilerimiz velilerimiz, öğretmenlerimiz adına en içten şükranlarımı arz ediyorum."
Türkiye'nin sadece bölgesinde değil dünyada da iddia sahibi olarak emin adımlarla ilerleyebilmesi için Millî Eğitim Bakanlığı olarak gece gündüz çalışmaya devam edeceklerini kaydeden Özer, yardımcı kaynaklardan bütçeye, okul öncesinden mesleki eğitimin güçlendirilmesine, öğretmenlerin eğitiminden kütüphane sayılarına, okulların imkânlarının artırılmasından öğrencilerin daha nitelikli ortamlarda eğitim almasına kadar tüm kronik problemlerin ortadan kaldırılması için destekler verilmeye devam edileceğini, Türkiye'de yeni başarı hikâyelerinin ortaya çıkacağını vurguladı.
Özer konuşmasında, 28 Şubat süreci mimarlarının bu ülkenin çocuklarının eğitimle buluşmasına engel olduğunu, artık söyleyecek sözlerinin bulunmadığını belirterek "Onlardan da öğreneceğimiz hiçbir şey yok. Okulumuzun hayırlara vesile olmasını diliyorum. Burada eğitim veren kıymetli öğretmenlerimizi kutluyorum. Öğrencilerimize başarılar diliyor, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum." dedi.