Bakan Selçuk, mesleki gelişim programının başlaması dolayısıyla öğretmenlere ve okul yöneticilerine Eğitim Bilişim Ağı (EBA) üzerinden hitap etti. Uzun bir aradan sonra öğretmenlerle beraber okullarda olduklarını ifade eden Selçuk, sözlerine "Hepiniz hoş geldiniz." diyerek başladı. Salgın günlerinde öğretmenlerin gösterdiği fedakarlıklarla, eğitim camiasının ne denli özverili ve saygıdeğer olduğunu gösterdiklerini vurgulayan Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Gece gündüz demeden öğrencilerinizle, velilerinizle iletişimde kaldınız. Kiminiz evinde kendi imkanlarıyla bir sınıf oluşturdu, kiminiz ise öğrencisine ihtiyacı olan ders araçlarını kendi elleriyle ulaştırdı. An geldi kendi çocuklarınızın önüne öğrencilerinizin ihtiyaçlarını koydunuz. Meslek liselerimiz, halk eğitim merkezlerimiz ve BİLSEM'ler toplumumuzun acil ihtiyacı olan maske, siperlik, dezenfektan gibi ürünleri üreterek sadece eğitim camiasına değil, toplumun bütününe katkı sundu. Öğrencileriniz için çabaladığınız kadar toplum için de çabaladınız, bir kısmınız Vefa gruplarına gönüllü olarak katılıp destek sağladınız. Allah hepinizden razı olsun. Hatta yaz tatilinde de öğrencileri ile iletişimini koparmayıp gelişimlerini destekleyen öğretmenlerimizin olduğunu biliyorum. Aranızdan bazıları mesleğe ilk adımlarını bu salgın günlerinde uzaktan eğitime dahil olarak attı. Salgın günleri bize, içimizde ve işimizde ne denli büyük bir gücün saklı olduğunu gösterdi."
Selçuk, salgın döneminin en riskli günlerinde dahi evde kalamadıklarını anlatarak, bir öğrencinin yarım saat izleyeceği bir TV dersinin hazırlanması ya da canlı dersin kesintiye uğramaması için ekipleriyle birlikte gece gündüz demeden çalıştıklarına dikkati çekti. "Öyle görünüyor ki uzaktan eğitim az ya da çok mesleğimizin vazgeçilmez bir parçası olacak." diyen Selçuk, uzun süreden beri başarmaya çalıştıkları eğitimde dijital dönüşümü bir musibetin oluşturduğu şartların sağladığını anlattı. Bu ani değişimde yüz yüze eğitimin verdiği samimiyetin yoksunluğuna rağmen uzaktan eğitime pek çok öğretmenin hızla ayak uydurduğunu dile getiren Ziya Selçuk, bu süreçte her hafta yaptıkları çevrim içi toplantılarda öğretmenlerden gelen önerilerin, proje tekliflerinin, taleplerin yollarını aydınlattığını ifade etti. Öğretmenlerin desteği sayesinde yeni eğitim-öğretim yılına çok daha güçlü başlandığını gördüğünü aktaran Selçuk, öğretmenlere, "Gösterdiğiniz özen ve öğrencilerinize her şekilde ulaşma çabanızı takdir ediyorum ve sizlere bir kez daha teşekkür etmek istiyorum." şeklinde seslendi.
"Sizlerin sağlığı ise bizim için öncelikli öneme sahip"
Bakan Selçuk, çocukların tekrar okullarına dönebilmesi ve sağlıklı bir şekilde eğitim alabilmesi için çabaladıklarını, bu olağanüstü şartlarda, en doğrusunu yapmak için pek çok adım attıklarını söyledi. Öğretmenlerin ve çocukların okullara dönebilmesi için birçok kurum ve kuruluşla ortak çalışmalar yürüttüklerine işaret eden Selçuk, şu bilgileri paylaştı: "Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile imzaladığımız Eğitim Kurumlarında Hijyen Şartlarının Geliştirilmesi ve Enfeksiyonu Önleme İş Birliği Protokolü kapsamında hazırladığımız kılavuz bu çalışmalardan biri. Bu kılavuzu tamamlar nitelikte öğrenci, veli, yönetici ve öğretmen rehberleri de hazırladık. Bu rehberlerin hepsini dikkatle okuyarak öğrencilerinizi ve velilerinizi yönlendirmenizi özellikle rica ediyorum. Sürecin sağlıklı yönetilebilmesi için öncelikle sizlerin farkındalığının yüksek olması gerekiyor.
Sizlerin sağlığı ise bizim için öncelikli öneme sahiptir. Bu nedenle öğretmenlerimizin mevcut sağlık durumları konusunda detaylı bir rapor hazırladık. Kronik hastalığı bulunan ya da 60 yaşın üzerinde olan öğretmenlerimizin hepsiyle ilgili bilgiye sahibiz. Bu öğretmenlerimizin en az riskle mesleki faaliyetlerini yürütebilmeleri için imkanlarımızı seferber ederek tüm kolaylığı sağlayacağız. Buna ek olarak, sizlerin daha sağlıklı ve güvenli ortamlarda eğitim verebilmeniz için öğretmenlerimizden öğrencilerimize, servis personelinden temizlik personeline okulla ilgili herkesin HES kodları marifetiyle takibi sağlanacak, herhangi bir risk durumunda Sağlık Bakanlığımızla birlikte çalıştığımız yazılım aracılığıyla okullarımıza bildirim yapılacaktır. Elbette sadece hijyen standartlarını sağlayarak okullarımızı açmıyoruz. Öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin faydalanabileceği EBA Destek Noktaları oluşturuyoruz. Bu sayede teknik donanıma ihtiyacı olan öğretmen ve öğrencilerimizin ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyoruz. Uzaktan eğitim imkanından yararlanamayan öğrenci ve öğretmen sayımızı en aza indirmek gayreti içerisindeyiz."
Selçuk, 31 Ağustos-18 Eylül tarihleri arasında öğretmenlerden, okullarda bulunacakları süre zarfında özellikle geçen dönem uzaktan eğitim sürecinde hiç temas edemedikleri, canlı derslere katılamayan öğrencilerle ve aileleri ile iletişim kurmaya çalışmalarını istedi. Bu öğrencilerin akademik, sosyal ve duygusal eksikliklerini tespit ederek onlar için gerekli en iyi çözümleri öğretmenlerin sunacağından emin olduğunu belirten Selçuk, "Yapacağınız bu çalışmalar, okullar açıldığında sizlerin iş yükünü de hafifletecektir. Uzaktan eğitim nedeniyle öğrencilerimizin akademik ve sosyal gelişimlerinde tamamlayamadığımız ne varsa 21 Eylül'e kadar bunlar için gerekli plan ve programları hazırlayarak okullarımızın kapılarını birlikte açacağız." değerlendirmesinde bulundu.
"Çocuğa verilen emek daha yüksek bir mertebenin müjdecisidir"
Öğretmenliğin becerilerini, algısını ve imkanlarını güçlendirerek çocuklar için iyi bir gelecek hazırlama gayreti içinde olduklarını ifade eden Milli Eğitim Bakanı Selçuk, "Salgın süresince gördük ki birçok farklı meslekten insanımız canları pahasına milletimizin hizmetine koştu, koşuyor. Bu zor zamanlar, mesleğimize yönelik algıyı güçlendirmenin, itibarı yükseltmenin tarihi fırsatıdır. Bu dönemde vereceğimiz imtihan, bizlerin idealist, zor şartlarla mücadele eden meslek üyeleri mi yoksa mazeretleri öne çıkaran kişiler mi olduğumuzu gösterecektir. Bizler imkan ve şartlar ne olursa olsun ülkesi için gereğini yapan ataların torunlarıyız. Yine yapıyoruz, yapacağız. Emek kutsaldır. Çocuğa verilen emek daha yüksek bir mertebenin müjdecisidir. Hiçbir imkan olmasa dahi gülümseyerek, hatır sorarak, gönül alarak görevimize sahip çıkmış oluruz. Lütfen gülümsemenizi esirgemeyin birbirinizden ve öğrencilerden." diye konuştu.
Öğretmenlerden okullarına, sınıflarına, öğrencilere sahip çıkmalarını isteyen Selçuk, şöyle devam etti: "Öğretmenlik sadece bir geçim vasıtası değildir, insanlaşmanın, kemale ermenin bir vasıtasıdır, bir emanete yani çocuğa dair bir sınanma durumudur. Vicdanımız, iç sesimiz 'tamam' diyene kadar mücadeleye, çalışmaya devam. Çünkü çocukla ödeşmek zordur, çocuğun hukukunu korumak çetindir. Ana-babanın rızasını alır gibi çocuğun rızasını almamız gerekir. Şükür ki bu yoldayız ve daha fazlasını yapmak için yüreğimiz yetiyor. Öğretmenlik mesleğinin algısını geleceğe nasıl bırakmak istiyorsak öyle çalışacağız. Durmayacağız."
"Görevimiz, çocuklarımızın uyumuna yardımcı olmak"
Ziya Selçuk, okulları eğitim öğretime açmanın, mesleği normal şartlarda icra etmenin, çocukları ekranlardan sınıflara ve hatta hayata taşımanın en büyük temennileri olduğunun altını çizdi. "Okul sadece müfredat değil, bir yaşam sahnesi ve sosyalleşme ortamıdır." sözünü sürekli dile getirdiğini hatırlatan Selçuk, şunları kaydetti: "Bu dönemde okulun ve siz öğretmenlerin ne denli büyük bir role sahip olduğunuzu toplumun bütün kesimleri görmüş ve yeniden idrak etmiş oldu. Kendimizi anlatamadığımız çocuklar ve aileler varsa tam zamanıdır. Sizler ailelerimizin en büyük destekçisisiniz. Velilerimiz haklı olarak tedirgin. Bizler anne baba olmanın ötesinde profesyonelleriz. Görevimiz, öğrencilerimizin selameti için belirsizlik hissini azaltmak, kaygısı yüksek velilerimize destek olmak, çocuklarımızın uyumuna yardımcı olmaktır.
Bizim mesleğimiz, yüksek bir farkındalık ve bilinç gerektiriyor. İyi ki çocuklara ve ailelere yardım etme fırsatımız var. Kuracağınız ilişki, tüm işleri kolaylaştıracaktır. Çocuklarımızın okulda olması, arkadaşlarıyla birlikte olması, öğretmeniyle kurduğu manevi bağ çok önemli. Bu bağın kurulmasında ve devamında yüz yüze olmak, göz göze gelmek çok kritik. Bununla birlikte tüm bunların sağlanması ancak sağlıklı bir ortamın varlığı ile mümkün. Hep beraber yaşadığımız bu büyük tecrübe kendimizi nasıl yenileyebildiğimizi, zamanın ruhunu nasıl yakaladığımızı, birlikte neler başarabildiğimizi ve zor şartların el birliği ile nasıl da kolaylaştığını bizlere bir kez daha gösterdi. Biz bu süreçte, sahada hep sizlerle olacağız. Sürecin çocuklarımız, velilerimiz ve camiamız için sağlıklı ve verimli geçmesi için el ele, kalp kalbe vereceğiz. Ülkemizin geleceği için vereceğiniz katkılara, sağlıklı günler için göstereceğiniz çabaya şimdiden teşekkür ediyor, hepinize sağlıklı, verimli ve başarılı bir eğitim öğretim yılı diliyorum."