Millî Eğitim Bakanlığı, TÜBİTAK ve üniversiteler iş birliğinde matematik dersinin öğrenimini günlük yaşam becerilerine uyarlayarak hem kolaylaştırmak hem de öğrencilerin bu dersi küçük yaştan itibaren sevmelerini sağlamak amacıyla başlatılan Matematik Seferberliği Tanıtım Töreni, Bakan Mahmut Özer'in katılımıyla gerçekleştirildi.
Bakan Özer, matematik dersinin öğrenimini günlük yaşam becerilerine uyarlayarak kolaylaştırmak amacıyla "Her Yerde Matematik" anlayışıyla başlatılan seferberliğin MEB Şûra Salonu'ndaki tanıtım töreninde yaptığı konuşmada, öğretmen ve öğrencilerle el ele yeni bir yola girmenin, gelecekle ilgili yeni bir adım atmanın heyecanını yaşadıklarını ifade etti.
Kovid-19 salgınından en çok eğitim sisteminin etkilendiğini belirten Özer, "Topluma şunu gösterdik, biz gerekli önlemleri aldığımız zaman toplumdaki en güvenli yerler okullardır. Bu süreçteki kahramanlıklarından dolayı 1 milyon 200 bin öğretmenimize en içten şükranlarımı sunuyorum." diye konuştu. Özer, maskesiz günlere geçişte en önemli katkıyı veren kurumun Millî Eğitim Bakanlığı olduğunu da vurguladı.
Bir dönem "öğretmenler okula gitmek istemiyorlar" yönünde yapılan spekülasyonların çok yanlış ve ağır bir itham olduğunu, tüm öğretmenlerin topluma gösterdiğine işaret eden Özer, öğretmenlerin salgın sürecinde de boş durmayıp her türlü özveriyi gösterdiklerini, topluma faydalı pek çok iş yaptıklarını anlattı. "20 milyonluk bir aile normalleşmeden, Türkiye'nin normalleşebilmesi mümkün değildi" diyen Özer, bugünlere gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Bakan Özer, ikinci dönemin son günü olan 17 Haziran'da da birinci dönemin sonunda olduğu gibi tüm öğretmenlere ve idari personele sürece katkılarından dolayı teşekkür belgesi göndereceğini belirtti.
Türkiye'nin son 20 yılda eğitim alanında kalite odaklı büyük bir dönüşüme imza attığını vurgulayan Özer, yeni dönemde ağırlıklı olarak eğitimde fırsat eşitliğine odaklandıklarını ve bu yönde yürüttükleri projeleri aktardı.
"Eğitimde fırsat eşitliğinin kilit taşı matematik"
Özer, bu yılın ocak ayından itibaren hazırlıkları yapılan matematik seferberliğinin bugünden itibaren başlatılmasına ilişkin şu bilgileri paylaştı:
"Matematik seferberliğinde matematik atölyeleri, materyal geliştirme, öğretmen eğitimi, öğretmen eğitiminin dijital platformu gibi bir sürü paylaşım var. TÜBİTAK'tan yükseköğretim kurumlarına, UNICEF'e kadar ülkemizin tüm müktesebatını bu süreçte aktif olarak kullanmak istiyoruz. Birlikte yıllardan beri kronik bir problem olan matematik öğretimini nasıl kolaylaştırabiliriz, nasıl yaygınlaştırabiliriz? Eğitimde fırsat eşitliğinin kilit taşının da matematik öğretimi olduğuna inanıyorum. Bunu bir retorik olarak söylemiyorum çünkü matematik hepimize lazım. Matematik sadece sayısala eğilimi olan öğrencilerimize değil; sözel eğilimi, eşit ağırlık eğilimi olan öğrencilerimize de lazım. Aslında bu paradigmayı değiştirmemiz gerekiyor. Matematik her insan için gerekli olan bir enstrüman sağlıyor; bireyin hayatı anlaması, yorumlaması ve hayatın içinde rasyonel bir şekilde yol yürüyebilmesi için... İşte bizler gençlerimizi 21. yüzyılın dünyasına bu yeteneklerle yetiştirmek için matematik seferberliğini hep birlikte bugün başlatmış oluyoruz. Bu, adım adım 81 ilimize 922 ilçemize yaygınlaştığında çok güzel başarı hikâyeleri ortaya çıkacak. Buna kalbî olarak inanıyorum."
Millî Eğitim Bakanlığındaki 3,5 yıllık deneyiminde Bakanlığın organizasyon kabiliyetinin ne kadar güçlü olduğunu gözlemlediğini ifade eden Özer, bunun için açık ve net bir şekilde ne yapılacağının tarif edilmesinin önemini vurguladı.
Matematik seferberliği döneminde illerden başarı hikâyelerinin gelmeye başladığını aktaran Özer, "İllerde matematik atölyeleri, matematik koridorları kurulmaya başlandı. İller, bakanlıktan bağımsız bir şekilde yol yürümeye başladı, işte biz bu enerjiyi harekete geçirmek istiyoruz." diye konuştu.
Özel yetenekli öğrencilerin eğitim aldığı bilim ve sanat merkezlerinde (BİLSEM), 2'nci sınıftan 12'nci sınıfa tüm öğrencilere yaz okulu açılacağı yönünde dün yaptığı açıklamayı hatırlatan Özer, bu kapsamda yaz okullarında bilim ve sanat olmak üzere 2 dersin açılacağını anlattı.
Öğrencilere bu programa yaz aylarında gittikleri illerde katılabilme imkânı getireceklerini bildiren Özer, konuya ilişkin detayları yakın zamanda açıklayacaklarını söyledi.
Matematik yaz okulları açılacak
Matematik seferberliği ile ilgili yeni bir adım attıklarını vurgulayan Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu süreçleri sahada öğrencilerimize çok daha fazla entegre edebilmek için 4'üncü sınıftan 12'nci sınıfa, destekleme ve yetiştirme kursları kapsamında tüm il ve ilçelerimizde matematik yaz okulları açıyoruz. Bizim bir an bile beklemeye, ertelemeye tahammülümüz yok. Karar verdiğimiz şeyleri hızlı bir şekilde yazın uygulayarak inşallah, 2022-2023 eğitim öğretim yılında çok daha güçlü bir şekilde eşitsizliklerimizi çok daha azaltmış şekilde yolumuzda yürümeye, yeni açılımlar yapmaya devam edeceğiz. Matematik seferberliğinin, ülkemizin geleceğine atılmış çok önemli bir kırılma noktası, önemli bir çentik olduğuna inanıyorum. İnşallah tüm arkadaşlarımız, sadece bakanlık değil, sahadaki okullardaki öğretmenlerimiz, okul yöneticilerimiz el ele vererek istenildiği zaman nelerin başarılabileceğin topluma göstereceğiz. Toplumumuzun güzel haberlere ihtiyacı var. Güzel hikâyelere ihtiyacı var. İnşallah, bu yürüyüşte bu güzel hikâyeleri birlikte başaracağız."
"Matematiğin en sevilen ders olmasını istiyoruz"
TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Üyesi, AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem ise Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun tarihi bir adım olduğunu belirterek, matematik seferberliği programı ile de matematik önyargısının kırılacağını ifade etti.
Temel Eğitim Genel Müdürü Tuncay Morkoç da matematiğin en sevilen ders olması için yürütülen çalışmalara ilişkin bilgi verdi.
Ortaöğretim Genel Müdürü Halil İbrahim Topçu ise "Matematik günümüze kadarki süreçte olduğu gibi modern dünyaya adapte olmada önemli bir rol oynayacaktır. Günümüzde matematik becerileriyle donatılmış fertler yetiştirmek önemli hale gelmiştir. Matematik seferberliği kapsamında hedefimiz Türkçeyi konuşurken yaşam becerileri günlük yaşantımızda nasıl akıyorsa matematiğin alan becerilerini de günlük hayatla ilişkili hâle getirebilmektir." diye konuştu.